Nick
Paton Walsh. Arwa Damon ve Gul Tuysuz,
CNN
11 Haziran 2013
İstanbul (CNN)
– İstanbul Taksim Meydanı’ndaki eylemciler ve çevik kuvvet
polisi arasındaki çatışmalar Salı günü birdenbire polisin
bölgeye yoğun biber gazı ve tazyikli su müdahalelerinde
bulunmasıyla şekil değiştirdi.
Meydanda biber
gazından etkilenen onbinlerce kişi bölgeyi terk ederken bir kısım
biber gazından etkilenen eylemci ise müdaheleye karşı savunma
olarak havai fişek kullandılar.
Bir süre sonra,
meydan; giderek otoritesini arttıran hükümete karşı yapılan
eylemlere ev sahipliği yapan bölge, kaos bölgesine döndü. Ses
bombalarının sonucu olarak gürültülü patlama sesleri bölgeyi
kapladı. Daha sonra binlerce eylemci tekrar Taksim Meydanı’na
döndüler ve bulabildikleri şeylerle oluşturdukları büyük bir
ateşi çevrelediler.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan hükümeti eylemcilerin barışçıl bir tavır
takındıkları sürece Gezi Parkı’nda kalmalarına izin
vereceklerini açıkladı. Ancak CNN muhabiri Arwa Damon’un da
bildirdiğine göre Salı günü parkın içine biber gazı atıldığı
gözlemlendi.
Damon’un raporuna
göre “Parkta kararlılık ve dayanışma ruhu hâkimdi.” Gün
boyunca eylemciler birbirlerini yatıştırmaya ve barışçıl oramı
sürdürmeye çalıştılar.
Günün erken
saatlerinde, bölgedeki saldırıda Türk otoritelerinin daha sert
taktikler uygulamaya başladığı görüldü.
Eylemler başlangıçta
çevre üzerine odaklanmıştı. (parka yapılacak bir alışveriş
merkezine karşılık olarak), ancak hızlı bir şekilde Erdoğan’ın
demokratik bir şekilde seçilen hükümetine karşı oluşan bir
savaşa dönüştü.
Salı günü erken
saatlerde eylemciler yeni bir barikat kurdular ve zırhlı araçlara
molotof kokteyl atarak araçlardan birinin yanmasına neden oldular.
Polis ise buna tazyikli su müdahalesiyle karşılık verdi.
Kedi- Fare oyununa
dönüşen bu olayda, tahtaları zırh olarak kullanan eylemciler
molotof kokteyllerle, havai fişeklerle ve zafer çığlıklarıyla
polisleri ancak daha güçlü bir şekilde geri dönecekleri belli
bir şekilde püskürtebilirlerdi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdogan
parlemantodaki AKP toplantısında “Ne kimseye
dayatma yaparız, ne de kimsenin dayatmasına eyvallah
ederiz.” Şeklinde
konuştu.
Ülkede kendi
yönetimine bağladığı birçok başarıyla övündükten sonra,
Erdoğan hedefini bir haftadır kendisine geri adım çağrısında
bulunan İstanbul’daki eylemcilere çevirdi.
“Onlar başbakan
haşin, başbakan katı diyorlar.” Diyerek Erdoğan kendisine karşı
olan şikayetlerden bahsetti ve onları “Üzgünüm,” diyerek
yanıtladı. “Bu başbakan değişmeyecek”
Salı sabahı
boyunca, zırhlı araçlar eylemciler tarafından yapılan
barikatları yıkarak ilerlerken, biber gazından yükselen gaz ve
havai fişekler Taksim Meydanı’nda havada süzüldü.
Bazı eylemciler kol
kola girerek insan zinciri oluşturdular ve polis saldırısını
önlemeye çalıştılar. Fakat polis çok sayıda biber gazıyla
saldırdığında dağıldılar.
Polis gürültülü
gruba yüksek sesli megafonlar ile “Eğer taş atmayı
bırakırsanız, biber gazı kullanmayacağız. Size zarar vermek
istemiyoruz, lütfen itaat edin.” Anonsunda bulundu.
Güç Gösterisi
Polis harekâtı
Erdoğan’ın eylemciler ile gerçekleştireceği planlanan
görüşmeden bir gün önce gerçekleşti. Olay günlerce orada kamp
kuran eylemcileri uzaklaştırmak yerine bir güç gösterisine
dönüştü.
Eylemler Türkiye’de
İstanbul merkezindeki son yeşil olan Gezi Parkı’nı yıkarak
yapılacak alışveriş merkezine karşılık olarak başlamıştı.
Fakat bir süre
sonra politik yelpazeye karşı bir eyleme dönüştü.
Eylemciler
Erdoğan’ın hükümetini otoriterizimle suçlayarak Erdoğan’ın
istifasını talep ettiler.
Sonuç, Erdoğan ve
AKP’nin iktidarda oldukları dönemde karşılaştıkları en büyük
engel oldu.
Erdogan direnişe
karşılık verir
Ve başbakan da
karşılık olarak saldırır.
Konuşmalarında
Erdoğan yasadışı eylemler için hiçbir tahammülünün
olmadığını söylemişti.
Pazar günü,
“Sabrın bile bir sonu vardır.” Sözleriyle çıkışmıştı.
Eylemcilerin
taktiklerini eleştirmiş ve onları oy sandığında yüzleşmeyle
tehdit etmişti.
Erdoğan “Yaptıkları
tek şey zarar vermek. Kamu binalarına saldırdılar, kamu
binalarını yaktılar. Sivillerin arabalarını yaktılar.”
Demişti.
"7 ay içinde
oy sandığında yüzleşelim. Eğer demokrasi ve özgürlük
diyorsanız, eğer haktan ve özgürlükten söz ediyorsanız bunu
şiddetle sağlayamazsınız. Bunu ancak kurallar dâhilinde
başarabilirsiniz.”
Geçmiş
eylemlerde şiddet
Geçmiş eylemler
Türkiye içinden ve dışından eleştiri toplayan daha sert polis
müdahalesiyle karşılaşmıştı.
31 Mayısta eylemler
başladığından beri 2 eylemci öldürüldü. Biri İstanbul’da
bir araba tarafından ezilmişti, diğeri ise Antakya’da Suriye
sınırına yakın bir noktada kimliği belirlenmeyen biri tarafından
kafasından vurularak öldürülmüştü.
Geçen hafta ise
Adana belediyesinin bildirdiğine göre bir polis şefi köprüden
düşerek öldü.
Türk Tabipler
Birliği 4300 den fazla insanın geçen hafta çatışmalarda
yaralandığını bildirdi.
Bunlardan sadece
birkaç düzinesinin ağır yaralı olduğu bildirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder