1 Haziran 2013 Cumartesi

"Polis önlemi, hükümet karşıtı ayaklanmayı tetikledi" - CNN

Ivan Watson ve Gül Tüysüz, CNN
   1 Haziran, 2013


İstanbul, Türkiye (CNN) – Bir parkın yıkılmasına karşı yapılan barışçıl oturma eylemine yapılan polis müdahalesi şehirde yıllardır görülmemiş büyüklükte bir ayaklanmayı alevlendirdi.

Cuma günü Türkiye’nin en büyük şehrinde göstericiler polisle çatıştıkça, protesto başkent Ankara ve liman kenti İzmir dahil birçok diğer şehre yayıldı.

Cumartesi günü sabaha karşı sularında kalabalıklar İstanbul’un merkezinde toplanıp “hükümet istifa” ve “omuz omuza faşizme karşı” gibi sloganlar attı.

Çevik kuvvetler gösterilere yaylım ateşi gibi biber gazi sıkarak karşılık verdi.
Güvenlik güçleri Cumartesi günü boyunca protestoculara biber gazi sıkmaya devam etti.

24 saat boyunca İstanbul’un merkezi Taksim Meydani’nin havasında zehirli bir biber gazi sisi etkisi surdu.

Bu ana ulaşım ve ticaret merkezi tas ve sise atan kızgın protestocular ve polisin ana çatışma alanı oldu. Türk güvenlik güçleri meydanda küçük yaya gruplarının geçişlerine izin verirken, 100 kişiden fazla bir grup gördüğü anda tazyikli su ve gaz bombalarıyla vuruldu ve cevreden geçenlerin kaçışmasına ve gizlenmek için çığlık atmalarına sebebiyet verdi.

Cumartesi sabaha karşı, aktivist Türk web siteleri yüzlerce protestocunun Boğaziçi köprüsünden yürüyüşünün fotoğraflarını ve videolarını paylaştı.
Cumartesi günü, Türkiye’nin sinirli Başbakanı sessizliğini bozdu ve protestoculara karşı yılmayacaklarını temin etti.

Türk televizyonlarında canlı yayınlanan konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Polis dun de oradaydı, bugün de orada ve yarında orada olacak. Taksim Meydani marjinal grupların başıboş gezmelerine izin verilecek yer değildir, ”dedi.

Ancak Erdoğan Türk güvenlik güçlerinin göstericilere karşı aşırı biber gazi kullanımını kabul etti.
Güvenlik güçlerinin bazı hareketlerinde, özellikle biber gazi kullanımında hatalar olmuştur. Su anda bunlar incelenmektedir, araştırılmaktadır. Bir yanlış var kesinlikle. Fazla kullanıma biz de karşıyız. Ve aşırı güç kullanımı söz konusu olmuştur,” diyerek ekledi.

İstanbul’da bazı mahallelerde, mahalle sakinleri Başbakan’ın konuşması sırasında caddelerde tava ve tencerelere vurarak protesto ettiler.

Amnesty International ve Greenpeace gibi uluslarası insan hakları örgütleri polisin barışçıl protestoculara aşırı fiziksel güç kullanmasını kınadı.

Cuma günü il yönetimi görevlileri en az 12 kişinin çatışmalar sırasında yaralandığını ve en az 63 kişinin tutuklandığını belirtti. Muhalif Sırrı Süreyya Önder yoğun biber gazına maruz kaldıktan sonra hastaneye kaldırıldı.
BDP üyesi ve milletvekili Sebahat Tuncel “Başbakan olanları görmezden geliyor ve insanların isteklerini hafife alıyor. Adeta bir padişah gibi davranıyor,” dedi.
İstanbul sokaklarındaki kızgınlık protestoların asil sebebini unutturdu.

Bu haftanın başında, onlarca aktivist Taksim Meydanı’nda kalan nadir yeşilliklerden olan Gezi Park’ta oturma eylemi yapmışlardı.
Göstericiler parkın tahrip edilip yerine eski Osmanlı kışlalarının yapılıp cami ve alışveriş merkezi olarak kullanılmasına karşı protesto yapıyorlardı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Çarşamba günü, Erdoğan küçük park protestosuna planladıklarını mutlaka yapacaklarına söz vererek karşılık verdi: "İstediklerini yapabilirler. Biz kararımızı verdik ve karar verdiğimizi de yapacağız.”
Üç gün üst üste polis parka müdahalede bulundu ve silahsız göstericilere göz yaşartıcı gaz ve biber gazıyla karşılık verdi. Ancak oturma eylemi büyümeye devam etti ve hem ana laik partiler hem de Kürt destekçisi partileri, Türk ünlüler ve politik şahıslardan destek buldu.

Cuma sabah, çevik kuvvet Gezi Parkı’nı bir kez daha tazyikli su ve biber gazıyla yıkayarak protestocuları çevredeki caddelere itti ve 24 saatten uzun suren direnişi tetikledi.

Cumartesi günü televizyondaki açıklamasında Erdoğan parkla ilgili planların devam ettiğini belirtti ve ekledi “biz Topçu Kışlası’nı inşa edeceğiz, durduk yerde ortaya çıkmış bir proje değil.”
Ancak birçok göstericinin belirttiği üzere artık protestolar yalnızca park için değil.
Artık gösteriler Türkiye’nin uzun zamandır gördüğü en güçlü, popüler ve kutuplaştıran lideri Erdoğan’ın gittikçe otoriter hale gelen politikalarına karşı.

Türkiye 2002’de AKP’nin demokratikleşme üzerine yaptıkları propagandalarla başa geldiğinden beri ülke tarihinde şimdiye kadar görülmemiş bir ekonomik büyümeye sahne oldu

Fakat son yıllarda, Türk hükümeti medyayı siki denetlemesi ve dünyadaki en çok gazeteci gözaltlarından dolayı tepki çekti. Türk güvenlik güçlerinin de protestoculara karşı sıklıkla biber gazi kullanmasından dolayı bazı muhalifler Başbakan’a “Kimyasal Tayyip” ismiyle seslenmekte.

Köşe yazarı ve liberal İslam savunucusu Mustafa Akyol yazısında ”Türkiye’de gelişen büyük protestonun nedeni gerçekten önemsizdir (Park’ta bir inşaat). Ancak bu Erdoğan’a artan reaksiyonun göstergesidir,” dedi.
Erdoğan ülkenin daha çok katılımcı demokrasi isteğini görmelidir. İnsanlar toplumu ilgilendiren konulardaki kararlarda etkili olmak istiyorlar. Bu kızgınlığı yaratan Erdoğan’dan başkası değildir ve yine kendisi sakinleştirmelidir."
"Erdoğan herhalde kendisine oy veren binlerce insaninin da orada olup seslerini yükselttiğinin farkında değil" diyen Zaman gazetesi yazarı Şule Kulu, “Eğer demokrasi destekçisi durusuna dönmez ise, bu onun Türk politikasında düşüşünü hazırlar. İstanbul, onun politik hayatinin doğum yeri, ona politik olumunu getirebilir.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder