Safak Pavey 10 Haziran 2013
Bu durum yalnizca rujla alakali
degildir—eger Turkiye laiklik, Islamiyet ve demokrasiyi biraraya
getiremezse, bunun kuresel yankilari olacaktir.
Laiklik: Turkiye vatandaslari icin ne
anlama gelir? Basit anlamda, istedigimiz zaman alkol alabilmemiz, ya
da Turk Hava Yollari hosteslerinin kirmizi ruj surmeye izinlerinin
olmasi midir? On binlerce insani sokaklara doken sadece ilk basta
gozumuze carpan ve medyanin sevdigi bu konulardan ibaret olamaz.
Protestocular inatci bir yobazlikla tanimlanmis hukumet karsinda
hayal kirikligi yasarken, izninizle size farkli bir resim cizeyim
Turkiye’de laikligin icinde bulundugu zor duruma dair.
Oncelikle egitim tehlike altinda.
Turkiye’nin iktidar partisi Adalet ve Kalkinma Partisi (AKP)
camiilere ve dini okullara buyuk ve oransiz bir butce verirken, laik
egitim veren okullarin butcelerini kisarak onlari kendi hallerine
terk ediyor. Bugun Turkiye’de 67,000 okul ve 85,000 camii var.
gectigimiz birkac ayda, sadece Istanbul’da, 98 ilkokul Imam Hatip
okullarina donusturuldu. Bir kadin muhalefet milletvekili sifatim
nedeniyle bana sikayetlerini dile getirdi: Kizinin 1200 kisilik
okulu, 320 kisilik bir Imam Hatip okuluna donusturulmus. Yakinda
yalnizca durumu iyi ailelerin cocuklari laik egitim alma imkanina
sahip olacak. ‘Bizim gibi fakirler ne yapsin?’ diye sordu bana.
Ifade ozgurlugu de tehlike altinda.
Bilinen bir gercek su ki Turkiye diger herhangi bir ulkeye nazaran en
cok hapse atilan gazeteci sayisina sahip. Ancak basina acilan bu
davalarin dondurucu etkisi sonucu bircok haber, haber bultenlerinde
yayinlanmiyor. Hukumet farkli dusunceleri hizla bastiriyor.
Hukumet Turkiye’yi yeniden
sekillendirmek icin bir surece girismis durumda. Ulkemizde bugun
politika—ve sosyal ve ekonomik hayatin diger pek cok yonu—giderek
insanlarin ne kadar dindar oldugu temelinde ayristiriliyor. Ramazan
ayinda halk icinde yemek yemek buyuk cesaret istiyor. Okullardaki din
dersleri, dini felsefe ogretmek yerine ibadet kurallarini ogretiyor.
Aleviler gibi Sunni geleneklerini kabul etmeyenler hukumet tarafindan
dusman olarak goruluyor. Kadinlara daha onceden verilen kusursuz
yasal statuye meydan okunmasa da, kadinlarin sosyal statuleri
konusunda daha derin donusumler yasanmakta, ve basbakan Recep Tayyip
Erdogan onlari evde kalmaya ve daha cok cocuk yapmaya cagiriyor.
Yozlasma yaygin durumda. Hukumet
bugunlerde develet calisanlarini sivil hizmet sinavlarindaki
puanlariyla degil, dini bilgilerine gore ise aliyor. Egitim ve
burokraside kendi yandaslarini degerli pozisyonalara yerlestirerek
hukumet zaten hassas olan ulkemizdeki demokrasi gelenegine onemli
olcude hasar vermistir. Ordunun kursundan elini ustumuzden
silkelerken, altinda esitlik icin calistigini iddia eden dindar
politikacilarimizin esit olcudeki, hosgorusuzluk ve otokrasiden
olusan agir yukunu buluyoruz uzerimizde.
Kendini simdi bu durumda bulan ayni
Turkiye, 1923’teki kurulusunun ardindan, modern ve laik hukumetin
Musluman bir toplumla biraraya getirildigi bir deney yeri, bir fener
olarak goruluyordu, her ne kadar bu sentez oldukca hassas olsa da.
Turkiye’nin Islamiyet dunyasinin geri kalani icin bir ornek model
teskil edecegi dusunulmustu. Umulan, yeni cumhuriyetin reformlarinin
bir sonraki jenerasyonlara tasinacagiydi.
Kesinlikle inancin sosyal hayattan
cikarilmasini desteklemiyorum. Ancak ulkemizde politik anlamdaki
Islamiyet ahlak klavuzu olmakla yetinmemektedir, aksine toplumu,
gorunuste halkin kendi iyiligi icin, once kisitlayici kurallara
sararak sonra bu kurallara uyulmasini zorla kontrol ederek ve ayni
fikirde olmayanlari cezalandirarak, hayal edilmis bir Sunni ulusal
kimligine yontmak istiyor.
Daha kotusu, hukumetin gidisatina
yonelik artan endiselerimiz kendi ulkelerinde boyle bir kisitlamaya
ve bu tarz politikalara hosgoru gostermeyecek bazi bati ulkeleri
arasinda dinleyici bulamiyor. Batidaki soylemler ve liderlerinin
tavirlari onemlidir cunku Turkiye’de halk arasindaki tartismayi
etkilerler. Ancak, anlasilir bir sekilde, kendi guvenlik endiseleri
ve stratejilerini saplanti haline getirmis Bati, Turk hukumetinin
suistimalleri soz konusu olunca oteki tarafa bakiyor. Bir muhalefet
milletvekili olarak, benim istegim Bati’nin bizim ic islerimize
karismasi degildir, ancak, ozgurluk degerlerine bu kadar az saygisi
olan bir hukumeti korumaktan vazgecmeleridir.
Eger Turkiye basarisiz olursa, baska
kim Islamiyet, laiklik ve demokrasiyi bir araya getirebilir? Bu
basarisizligin kuresel sonuclari ne olacaktir?
Bati’da demokrasiyle dinin ic ice
gectigi bir kumastan Turkiye’nin ve dunyanin yarar
saglayabilecegine inananlari, bu kumasin bugun nasil gorundugune
bakmaya davet ediyorum, toplumumuzun haklari bir baska hosgorusuz
cogunluk adina parcalanmis haldedir.
Laik bir Turkiye’nin dunya icin ne
kadar degerli oldugunu aklinizda bulundurun. Orta Dogu’daki son
laikleri demokrasi adi altinda yapilan bu temizlemeye kaybetmeyin;
sizler kendiniz icin benzer kisitlamalari asla kabul etmeyecekken,
sanki bolgemiz icin daha dusuk bir seviyede hak sahibi olmak
‘yeterince iyi’ymis gibi—ayni eskiden Fransa’nin universite
diplomasi alan Arap somurgelerine ‘Bon pour l’orient’
(‘Dogu icin yeterince iyi’) damgalamasi gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder