4 Haziran 2013 Salı

"Türkiye Protestoları: Sendika iki günlük greve başlıyor" - BBC

4 Haziran 2013

Esas Makale: 

http://www.bbc.co.uk/news/world-europe-22762391

Kamera görüntüleri protestocular polisi engellemek için yolları kazıyor, şeklinde bildiriyor Julie Peacock.
Türkiye’nin en büyük işçi sendikalarından biri, birçok şehirde devam eden hükümet karşıtı protestoları desteklemek için iki günlük greve hazırlanıyor.
Sol görüşlü KESK, yaklaşık 240,000 işçiyi temsil eden işçi sendikası konfederasyonu, hükümeti devlet terörü yapmakla suçladı.
Protestolar ve polisle yaşanan çatışmalar Pazartesi gecesi devam etti.
Protestoculardan ikinci ölüm, güneydeki şehirlerden Antakya’daki valilik tarafından kabul edildi.
Valilikten yapılan açıklamaya göre; Abdullah Cömert, 22, Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençlik kollarının üyelerinden biri, “kimliği belirlenemeyen bir kişinin açtığı ateş sonucu ağır şekilde yaralandı”. Hastanede hayatını kaybettiği sonradan açıklamaya eklendi.
Öncesinde; Türk Tabipleri Birliği, dur uyarılarını dikkate almayan ve bir grup protestocuyu yarıp geçen bir aracın, İstanbul’un Ataşehir ilçesinde 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’a çarptığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fas’a yaptığı ziyarette durumun iyileşmekte olduğunu konusunda ısrarcı konuştu.
Salı günü 12:00’dan itibaren sürecek olan grevin, devlet daireleriyle birlikte okulları ve üniversiteleri de etkilemesi bekleniyor.
KESK beyanında şöyle söyledi: “Tamamen barışçıl protestolara karşı uygulanan devlet terörü, sivillerin can güvenliğini tehdit eden bir biçimde devam ediyor.”
11 sendikayı temsil eden bu konfederasyon, hükümeti demokrasiyi baltalamakla suçluyor.
Erdoğan, Pazartesi günü, devam eden şiddet karşısında “Türk Baharı” iddialarını reddederek küstah bir tavır sergiledi.
Bir television oturumunda şöyle dedi: “Ana muhalefet partisi CHP, birçok masum vatandaşı provoke etti. Bu olayları Türk Baharı olarak haber yapanlar ve adlandıranlar Türkiye’yi bilmiyor.”
Fas’a vardığıda, durumun yatışmakta olduğunu ısrarla dile getirdi.
Gazetecilere, “Bu ziyaretten döndüğümde problemler çözülmüş olacak.” dedi.
Buna karşılık; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sağduyu çağrısında bulunmakla birlikte protesto hakkını savunan, daha uzaşmacı bir tondaydı.
“Eğer ortada farklı görüşler, farklı durumlar, farklı bakış açıları ve muhalefet varsa, bu farklılıkları dile getirmekten daha doğal bir şey olamaz ,” Anadolu Ajansı’na bu şekilde konuştuğu aktarıldı.
Artan Çatışmalar
Polis ve göstericiler arasında İstanbul ve başkent Ankara’da dördüncü gecede devam eden çatışmalar Pazartesi günü daha fazlaydı.
Binlerce gösterici İstanbul’un Taksim Meydanı’nda, eylemlerin merkezinde, toplandı.
Birçok protestocu, bayrakları, afişleri dalgalandırıp ıslık çalarken “Tayyip, istifa!” diye bağırdı; biber gazının dumanı, meydanın üzerinde görülebiliyordu.
Polis, biber gazını Erdoğan’ın Beşiktaş’taki ofisinin etrafındaki protestocuları dağıtmak için de kullandı.
Yüzlerce göstericinin Salı günü erken saatlerde Ankara’da toplandığı; burada daha fazla biber gazı ve tazyikli su ile karşılandığı rapor edildi.
Yetkililer; çoğunun serbest bırakılmasına ragmen, 67 kent ve büyük şehirde gerçekleşen gösterilerde 1,700’den fazla kişinin tutuklandığını açıkladı.
Borsada Salı sabahı yapılan kısa süreli alım satımlar sayesinde zararın bir kısmının telafi edilmesine rağmen, Türkiye’deki hisse senedi endeksleri, karışıklıklar sebebiyle 10.47% oranında düştü.
Türk borçlarının maliyeti son iki aydaki en yüksek seviyeye yükseldi.
Washington’da devam eden endişelerin göstergesi olarak, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, polisin aşırı güç kullandığına işaret etti.
“Açıkçası inanıyoruz ki; bu olaylara dair tam kapsamlı bir soruşturma yürütülecek ve bu tür olaylarda polis güçlerine tam itidal gösterilecek.” dedi.
Protestolar, İstanbul Taksim Meydanı’nın yakınındaki Gezi Parkı ile ilgili yeniden yapılandırma planları üzerine 28 Mayıs’ta başladı.
Kısa sürede bir çok şehri yutarak ve politik talepleri kapsayarak mantar gibi yayıldı.
Pazar günü; batı sahil şehri İzmir, güneydeki Adana ve güneydoğudaki Gaziantep’te de karışıklıkların olduğu rapor edildi.
Protestocular, Türk hükümetini giderek artan bir biçimde otoriterleşmek ile suçluyor.
Muhabirler; Erdoğan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) muhafazakar İslamcı değerlerini, ülkenin resmi olarak seküler yapısına empoze etmeye çalışmasından ve kişisel özgürlüklerini ihlal etmesinden korktuklarını söylüyor.
Muhalifler; yakın zamanda yapılan alkol satışları ile ilgili kısıtlamaları ve geçen sene yürürlüğe giren çocukların İslamcı okullara daha erken yaşta girmesini sağlayan yasaları davalarının dayanağı olarak görüyor.
Yüzlerce darbe komplosu şüphesi üzerine yapılan bir soruşturma; kendisini, geleneksel olarak ülkenin seküler yapısının koruyucusu olarak düşünen orduyu zayıflatma çabası olarak görülüyor.
Bunlara rağmen; yandaşları, Erdoğan’ın büyük bir çoğunluk tarafından seçildiğini işaret ediyor ve birçok Türk hala arkasında.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder